Politika faizinin yüzde 42,5’a çıkartılmasını değerlendiren Şeref Oğuz, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Yüksek enflasyon döneminde en büyük sorunun, “testiyi kıranla suyu getireni ayırt edememek” olduğunu vurgulayan Şeref Oğuz, “Gerçekte büyüyüp büyümediğini kavrayamıyor, karın ne kadar gerçek olduğunu hesaplayamıyorsun, bu yüzden ekonomi daha sağlam paralarla ifade edilmeye zorlanıyor, misal dolar üzerinden fiyatlanma gelebiliyor. Zira lirayı ölçek olmaktan çıkardı enflasyon.” diye ifade etti.
İşte Şeref Oğuz’un o yazısı:
“Merkez Bankası (TCMB) yılın son PPK toplantısını gerçekleştirdi ve bir faiz adımı daha attı. Politika faizini 250 baz puan artışla %42,50’ye çıkardı. Bu karar beklentiler doğrultusunda gerçekleşti. Faiz %42,5 ve enflasyon %61,98. Reel faizden hala uzaktayız ve üstelik enflasyon kovaladıkça kaçıyor.
Merkez diyor ki; yurt içi talep sürüyor. Hizmet fiyatları düşmüyor. Jeopolitik riskler de enflasyonu harlıyor. Sınırlı bir iyileşme var. Bu nedenle faizi artırıyorum ve artışı sürdüreceğim. Bu arada sterilizasyon araçlarını da devreye sokacağım ve miktarsal sıkılaştırma yapacağım.
ENFLASYON ATLI FAİZ YAYA
Faiz peşinden tin tin adımlarla ilerlerken enflasyon ha bire koşuyor. Yüzde 70’e doğru yol alıyor. Kiminle konuşsam Mayıs’ı işaret ediyor. Reel sektör temsilcilerinin de katıldıkları sektör toplantılarında hükümet kanadından aldıkları nasihat “mayıs sonrasında enflasyonun düşmeye yüz tutacağı” ve faiz indirimlerinin başlayacağı yönünde. Hatta daha şaşalı toplantılar da gündeme gelecek.
BEŞ ALTI AY KEMER SIKALIM MASALI
Beş altı ay kemer sıkarsak hidayete ereceğiz; ülkemizin kredi risk primi düşecek, kredi kuruluşları not artırmaya başlayacak. Gıdım gıdım gelen sıcak para akışı gürül gürül akacak söylemleri kulaktan kulağa fısıldanırken Mehmet Şimşek 2024’ün zor geçeceğine dair mesajlar veriyor.
Yüksek enflasyon döneminde en büyük sorun; testiyi kıranla suyu getireni ayırt edememektir. Gerçekte büyüyüp büyümediğini kavramıyor, kârın ne kadarının gerçek olduğunu hesaplayamıyorsun. Bu yüzden ekonomi, daha sağlam paralarla ifade edilmeye zorlanıyor, misal dolar üzerinden fiyatlama gündeme gelebiliyor. Zira lirayı ölçek olmaktan çıkardı enflasyon…
İKİ SORU İKİ CEVAP
ENFLASYON GERİLEMEZ Mİ?
Enflasyon yükseldiği gibi, gerileyebilir de… Enflasyonun düşmesi insanların alım gücünün artması, gelirlerinin yükselmesi demek değildir. Enflasyonun düşmesi, fiyatların daha az artması, insanların alım güçlerinin daha yavaş azalması ve neticesinde istikrar ve refah vaadi demektir. Ama hayat pahalılığı hala doruklardadır ve negatif enflasyon yaşamadıkça pahalı hayatımız ucuzlamayacaktır.
ENFLASYON, ÜLKE EKONOMİLERİNİN KADERİ MİDİR?
Değildir; Enflasyon, çoğu kere tercihtir. Yönetilememiş ekonominin nükleer atığıdır. Hızı sindirilmemiş büyümenin motor ısısı, büyümek yerine şişmenin ifadesidir. Karnı her şiş olan, gebe değildir. Çoğu kere gazdır o şişkinlik… Tüketerek büyüyorsanız, kalkınmıyor, şişiyorsunuzdur.
NOT
ELİ KOLU BAĞLI KURBAN, SABİT GELİRLİLER…
Enflasyonun birincil etkilediği kesim; sabit gelirlilerdir. Zira bir tek onlar, artan fiyatlar karşısında gelirlerini artıramaz ve bu yüzden elsiz ayaksız kurbanlar haline gelebilirler. Bakkal etiketlerini ayarlar, market zam yapar, pompacı üstüne koyar ve bu sayede enflasyon külfetini bir başkasına aktarma imkânı bulabilirler. Ancak sabit gelirlinin külfeti devredecek imkânı olmaz, kurbanı olur.
Enflasyonundan şikâyet eden ulusların yapması gereken, iştah ile imkan arasında dengeyi kurmak olmalıdır. Ürettiğinden fazlasını tüketiyorsan, ithalatı patlatırsın. Kazandığından fazlasını harcıyorsan, borcunu patlatırsın. Ayağını yorganına göre uzatmayan kişi için de kaçınılmaz olur bu açıklar… Enflasyon, ayağın yorgandan taşan (doğal olarak üşüyen) kısmıdır. Yorganı büyütmekten ya da boyunu daha da kıvrılmaktan başka yol yoktur.”
patronlardunyasi.com